Teknoloji

Yükselen antitröst fırtınası: Google’a karşı küresel rekabet savaşı

Dijital ekonominin dev oyuncusu Google, son dönemde ABD, Avrupa ve Birleşik Krallık’taki antitröst davalarıyla köşeye sıkışmış durumda. Virginia ve District of Columbia mahkemelerindeki çığır açıcı kararlar, Google’ın reklam teknolojileri ve arama motoru pazarlarındaki tekelci uygulamalarını hedef alıyor. Bu kararlar, yalnızca Google’ın iş modelini değil, tüm teknoloji sektöründe rekabet hukukunun geleceğini yeniden tanımlama potansiyeli taşıyor. Av. Dr. Yavuz Selim Günay, bu davaların “dijital ekonomide yeni bir antitröst paradigmasının habercisi” olduğunu vurguluyor. Peki, bu süreç teknoloji devlerine nasıl bir mesaj veriyor? Avrupa ve Birleşik Krallık’taki düzenleyiciler bu dalgaya nasıl yanıt verecek? Ve en önemlisi, Türkiye bu küresel dönüşümde nerede duracak?

REKLAMGOOGLE’IN REKLAM TEKELİ YIKILIYOR MU?

17 Nisan 2025’te Virginia Doğu Bölge Mahkemesi, Google’ın yayıncı reklam sunucusu (DFP) ve reklam borsası (AdX) pazarlarında tekel gücünü kötüye kullandığına dair çarpıcı bir karar aldı. Mahkeme hakimi Leonie Brinkema, Google’ın bağlama (tying) stratejileriyle rakipleri piyasadan dışladığını ve bu durumun yayıncılar, rekabet ortamı ve açık web kullanıcıları için ciddi zararlar doğurduğunu belirtti. Karar, Google Ad Manager’ın elden çıkarılması gibi radikal bir yapısal çözümü gündeme getirdi. Av. Dr. Yavuz Selim Günay, bu kararın “ABD mahkemelerinin Big Tech karşısında siyasi baskılardan bağımsız cesur bir duruş sergilediğini” ifade ederek, kararın küresel çapta emsal oluşturabileceğini vurguluyor. Günay’a göre, bu karar, dijital reklam piyasasında rekabetin yeniden tesis edilmesi için bir milat olabilir.

ARAMA MOTORU SAVAŞLARI

Virginia’daki kararın hemen ardından, 21 Nisan 2025’te District of Columbia’daki Google Search davası “ceza” aşamasına geçti. Bu dava, Google’ın Apple, Samsung, Mozilla gibi üreticilerle yaptığı varsayılan arama motoru anlaşmalarını ve kendi hizmetlerini rakiplere karşı avantajlı konumlandırma stratejilerini hedef alıyor. ABD Adalet Bakanlığı (DOJ), Google’ın bu anlaşmalar yoluyla rekabeti kısıtladığını savunarak üç radikal talepte bulundu:

  • Varsayılan arama motoru anlaşmalarının (Apple, Samsung, operatörler) tamamen yasaklanması,
  • Chrome tarayıcısının Google’dan ayrıştırılması,
  • Google’ın arama indeksi ve sorgu verilerinin rakiplere lisanslanması.
  • Google ise yalnızca “özel olmayan” varsayılan anlaşmaların sınırlanmasını kabul etmeye hazır olduğunu açıkladı.

Günay, bu davanın “dijital ekonomide antitröst uygulamalarının sınırlarını yeniden çizme potansiyeline sahip olduğunu” belirtiyor. Eğer DOJ’nin talepleri kabul edilirse, Google’ın arama motoru ve tarayıcı ekosistemindeki hakimiyeti temelden sarsılabilir.

REKLAMAVRUPA VE BİRLEŞİK KRALLIK’TAN GÜÇLÜ YANKILAR

ABD’deki kararlar, Atlantik’in ötesinde de yankı uyandırdı. Avrupa’da rekabet hukukçuları, Virginia’daki kararın Avrupa Komisyonu’nu Google’ın reklam teknolojileri pazarındaki tekelci uygulamalarına karşı daha sert adımlar atmaya teşvik ettiğini düşünüyor. Avukat Thomas Höppner, Komisyon’un 2023’te yayınladığı ön raporda zaten “zorunlu varlık satışı” sinyali verdiğini hatırlatarak, ABD’deki kararın bu görüşe güçlü bir meşruiyet kazandırdığını vurguluyor. Höppner’a göre, Komisyon artık Google’ı belirli iş kollarını elden çıkarmaya zorlayacak yapısal çözümleri daha cesur bir şekilde gündeme alabilir.

Birleşik Krallık’ta ise Rekabet ve Piyasalar Otoritesi (CMA), 2024 sonunda başlattığı reklam teknolojileri incelemesini hızlandırıyor. Günay, bu transatlantik uyumun Google’ın “ülke bazlı taviz” stratejilerini etkisiz hale getirebileceğini ve küresel ölçekte tutarlı yapısal reform baskısını artırabileceğini savunuyor. Bu durum, Google’ın küresel iş modelini yeniden değerlendirmeye zorlayabilir.

DARON ACEMOĞLU’NUN ÇAĞRISI

2024 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Prof. Daron Acemoğlu, Financial Times’taki makalesinde dijital reklam altyapısını “ekonominin can damarı” olarak tanımlıyor. Acemoğlu, Google’ın bu altyapıyı bir “dar boğaza” çevirerek yayıncıları gelirden mahrum bıraktığını ve inovasyonu baltaladığını savunuyor. Düzenleyicilere yalnızca para cezalarıyla yetinmemeleri, kalıcı yapısal çözümler uygulamaları çağrısında bulunan Acemoğlu, ABD ve Avrupa’daki kararların entelektüel temelini güçlendiriyor. Günay, Acemoğlu’nun analizlerinin, rekabet-veri-inovasyon ekseninde Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar için de yol gösterici olduğunu belirtiyor.

REKLAMTÜRKİYE’NİN KARŞI KARŞIYA OLDUĞU FIRSAT VE RİSKLER

Türkiye’de Rekabet Kanunu’nu dijital piyasalara uyarlayacak taslak, uzun süredir Meclis gündeminde bekliyor. Taslağın yasalaşması halinde bile, ikincil düzenlemelerin hazırlanması ve Rekabet Kurumu’nun kapasitesinin uyumlanması en az iki yıl alacak. Günay, bu gecikmenin Google gibi “eşik bekçisi” platformlara karşı etkili önlem alma kabiliyetini sınırladığını vurguluyor. ABD ve AB’nin yapısal reform hamleleri, Türkiye’ye iki kritik mesaj sunuyor:

Transatlantik hizalanma: Türkiye, Google’a uygulanacak önlemlerde ABD ve AB ile mümkün olduğunca paralel hareket etmeli. Aksi takdirde, teknoloji devleri Türkiye’deki düzenleyici boşlukları “arbitraj” fırsatına çevirebilir.

Bilimsel rehberlik: Acemoğlu gibi ekonomistlerin rekabet, veri ve inovasyon odaklı analizleri, Türkiye’nin dijital piyasalar için düzenleyici çerçevesini şekillendirmede rehber olmalı.

Günay, Türkiye’nin bu süreçte hızlı hareket etmemesi halinde, yerli yayıncılar ve girişimcilerin küresel rekabette dezavantajlı konuma düşeceğini ifade ediyor.

YENİ BİR ANTİTRÖST ÇAĞI MI BAŞLIYOR?

Google’a karşı açılan davalar, yalnızca bir teknoloji devinin iş modelini değil, küresel antitröst politikalarını yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyor. Eğer mahkemeler Chrome’un ayrılması, veri paylaşımı veya Google Ad Manager’ın elden çıkarılması gibi yapısal çözümleri onaylarsa, bu kararlar Big Tech üzerinde uzun vadeli bir düzenleyici baskı yaratabilir. Günay, “ABD mahkemeleri, dijital reklam ve arama ekosistemlerinde yapısal müdahale eşiğini fiilen aştı. Brüksel ve Londra da bu yönde adım atarsa, Google’ın entegre veri ve tarayıcı avantajı temelden sarsılacak” diyor.

Bu süreç, dijital platform piyasalarında rekabet hukukunun nasıl uygulanacağına dair yeni bir paradigmanın başlangıcı olabilir. Türkiye için bu, dijital ekonomide rekabeti ve inovasyonu güçlendirmek adına tarihi bir fırsat penceresi sunuyor. Ancak, Günay’a göre, rekabet yasası reformu hızla tamamlanmazsa, Türkiye bu küresel dalganın gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya. Yerli yayıncılar ve girişimciler, teknoloji devlerinin gölgesinde rekabet etmekte zorlanmaya devam edebilir.

Atlantik’in iki yakasında yükselen antitröst dalgası, Google’ı ve diğer teknoloji devlerini köşeye sıkıştırıyor. ABD’deki cesur mahkeme kararları, Avrupa ve Birleşik Krallık’taki düzenleyici hareketlerle birleştiğinde, dijital piyasalarda rekabetin kurallarını yeniden yazan bir küresel hareket ortaya çıkıyor. Türkiye, bu yeni paradigmaya uyum sağlamak için rekabet yasası reformunu hızla tamamlamalı ve transatlantik hizalanmayı yakalamalı. Aksi takdirde, dijital ekonominin geleceği, bir kez daha teknoloji devlerinin elinde şekillenecek.

Haber Kaynak : HABERTURK.COM

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Holiganbet